- Türkçe ve İngilizcenin farklı ve birbirine ters sentaksları nedeniyle ortaya çıkan ve “Türkçe düşünme hatası” olarak ifade edilen söz dizilim hataların düzeltilmesi gerekmektedir. Aksi hâlde, bu tür cümleler okuyucu tarafından anlaşılmamakta ve hakemlerin “awkward English” diye adlandırdıkları durum ortaya çıkmaktadır.
- Türkçe akademik yazımda yoğun olarak kullanılan edilgen (passive) cümle yapılarını makale yazarı farkında olmadan İngilizce metinde de kullanmaktadır. İngilizce akademik yazımda ise daha çok etken (active) yapı tercih edildiği için bu tür edilgen cümlelerin yeniden kurgulanarak etken yapıya dönüştürülmesi gerekmektedir.
- Cümle kurguları ve paragraf geçişlerindeki akıcılık sorunları ana dili İngilizce olmayan biri tarafından fark edilememektedir. Native speaker editing çalışmasında bu tür akıcılık sorunları ortadan kaldırılmaktadır.
- Türkçe ve İngilizce dillerindeki zaman (tense) kavramlarının bire bir örtüşmemesi nedeniyle ortaya çıkan hataların düzeltilmesi gerekmektedir.
- Bir yazarın akademik alandaki İngilizce kelime ve terim dağarcığı sınırlı olabilmektedir. Ana dili İngilizce olan, akademik hayatı boyunca İngilizce öğrenim gören, ilgili akademik alan bilgisine vâkıf olan ve profesyonel olarak yıllarca editörlük yapmış bir editör İngilizcenin derinliklerine çok daha fazla hâkim olabilmektedir. Örneğin bir Türk akademisyenin dört kelimeyle ifade ettiği bir kavramı ana dili İngilizce olan bir editör tek kelimeyle ifade ederek metne akıcılık ve akademik zenginlik kazandırmaktadır.
- Ana dili İngilizce olan bir editör metin içerisindeki gereksiz tekrarları, fazlalıkları, çelişkileri veya ana temadan sapmaları daha kolay tespit edebilmektedir. Çünkü bazı anlatımlar Türkçenin yapısına uygun olurken bire bir çevrildiğinde İngilizcede garip durabilmektedir.
- Bire bir çevirilerde bilgi ve argümanlarda anlam belirsizliği veya karmaşası durumu sıklıkla yaşanabilmektedir. İngilizcenin farklı sentaks yapısı nedeniyle akademisyenlerin doğrudan İngilizce yazdığı veya tercümanların çevirdiği bazı cümleler Türk bir okur tarafından anlaşılabilirken Amerikalı veya İngiliz bir okur buna anlam veremeyebilir. Editing çalışmasında editörler bu tür durumları not etmekte ve yazarların düzeltme veya açıklama yapması sonrasında anlam karışıklığı ortadan kalkmaktadır.
- Sıklıkla yapılan hatalardan biri de özne-yüklem kullanımındaki hatalardır. Türkçede devrik olmayan bir cümlede özne cümlenin başında, yüklem ise cümlenin sonunda yer almaktadır. İngilizcede de özne cümlenin başındadır ancak yüklemin mümkün olduğunca özneye yakın olması gerekmektedir. Bire bir çevirilerde veya doğrudan İngilizce yazımlarda “Türkçe düşündüğümüz” için yüklemi sona kaydırma eğilimi ortaya çıkmakta ve editörler bu tür hataları da düzeltmektedir.