NOBEL ÖDÜLLÜ BİLİM İNSANLARI BİLE RET ALIYOR

2006 ve 2009 yılları arasında yayınlanmış 923 dergiye yönelik bir araştırma, yayın için başta reddedilen makalelerin hemen kabul edilen makalelere kıyasla genellikle daha fazla atıf aldığını göstermiştir. Üstelik bir dergi tarafından reddedilip ardından başka bir dergiye gönderilen ve yayına kabul edilen makaleler, bu ikinci dergide daha ilk denemede yayınlanan makalelere kıyasla genel olarak daha fazla atıf almaktadır.

Reddedilen makalelerin ilk değerlendirmede hakemler ve editörlerden gelen yorumlar doğrultusunda yeniden yazılarak geliştirilmesi ve dolayısıyla daha etkili çalışmalar hâline gelmesi bu durumun makul nedenleri arasındadır. Bir diğer olası neden yayına kadar geçen süre uzadıkça ilgili çalışmadan konferanslarda daha fazla bahsedilmesidir. Bir başka neden ise statükoya ters düşen çalışmaların genel olarak başta reddedilmesidir. Nobel ödüllü keşifleri açıklayan çalışmaların ilk gönderimde reddedilmesi buna bir örnektir. 20’den fazla Nobel ödüllü araştırmacının temel makalelerinin ilk denemede reddedildiği bildirilmektedir. Nobel ödüllü keşifler bile ilk denemede reddedilirken statükoya ters düşen diğer çalışmaların reddedilmesi şaşırtıcı değildir.

İngiliz nefrolog Peter John Ratcliffe’in, hücrelerin oksijen seviyesindeki değişikliklere nasıl tepki verdiğine yönelik bulgularını içeren çalışması 1992 yılında Nature dergisi tarafından reddedilmiş ancak Ratcliffe 27 yıl sonra William Kaelin Jr. ve Gregg Semenza ile birlikte anemi, kanser ve daha birçok hastalıkla savaşma konusunda umut vadedebilecek keşiflerinden dolayı Nobel Ödülü’nü almaya hak kazanmıştır.

Değeri sonradan anlaşılan çalışmalara ilişkin söz konusu durum yalnızca tıp alanıyla sınırlı kalmayıp çeşitli bilim dallarında da kendini göstermiştir. Hans Krebs’in 1953’te kendisine madalya kazandıracak “Krebs Döngüsü” olarak da adlandırılan sitrik asit döngüsüne yönelik çalışması, 1937’de bekleyen çok sayıda makale olduğu gerekçesiyle Nature dergisi tarafından reddedilmiştir. Krebs’in ölümünden 7 yıl sonra 1988 yılında ise adı bilinmeyen bir editör Nature’da yayınladığı bir mektupta bu olayı derginin en büyük gafı olarak tanımlamıştır. İnsülin ve antikorlara yönelik çığır açan bulgularıyla 1977’de Nobel Ödülü’ne layık görülen Rosalyn Sussman Yalow ise Journal of Clinical Investigation tarafından yıllar öncesinde bulgularının dogmatik olduğu ve ilgili verilerin kesin olmadığı yönünde bir geri bildirim almıştır.

Kimyager Richard Robert Ernst, Journal of Chemical Physics tarafından iki kere reddedilmiştir. Kimyagerler ve biyokimyagerler için son derece kullanışlı nitelikte olan ve moleküllerin yapıları ile dinamikleri hakkında detayları ortaya çıkaran Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) spektroskopisinin ana hatlarını belirleyen çalışma, daha sonra Review of Scientific Instruments tarafından yayına kabul edilmiş ve Ernst’e kimya alanında Nobel Ödülü kazandırmıştır.

Teorik fizikçi Peter Higgs’in “Higgs Modeli” olarak adlandırdığı modeli konu alan çalışması Physics Letters tarafından reddedilmiş ancak 1966 yılında kaleme aldığı çalışmalarının ardından ve CERN araştırmacılarının ATLAS ve CMS deneylerinde Higgs Bozonu’na ilişkin kanıtlara ulaşması sonrasında Higgs, 2013 yılında fizik dalında Nobel Ödülü kazanmıştır.

Bununla birlikte, çalışmaları ders kitabı olarak okutulan bilim insanları bile ret yanıtı almış, hatta bazen çalışmaların başlığı bile reddedilmede etkili olmuştur. Ne var ki Johann Deisenhofer, Robert Huber ve Hartmut Michel’in fotosentezle ilgili çalışmasının, Çerenkov radyasyonunun ve Hideki Yukawa’nın mezona yönelik çalışmasının reddedilmesi ve bunların yanı sıra Stephen Hawking’in kara delik radyasyonu çalışmasının başta ret alması, tartışmasız bir biçimde bilim dünyasının tarihi gafları arasında gösterilmektedir. Bu doğrultuda ortaya çıkan sonuç şudur: Yazarlar, ret alsalar bile geri bildirimler doğrultusunda yayınlanmaya değer olduğunu düşündükleri çalışmaları geliştirmeye ve yayınlanana kadar dergilere göndermeye devam etmelidir.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacak.

* doldurulması zorunlu alanlar